10.
Gelip gittikçe anlattı, etrafı duvarla çevrili fabrika arsasının bir köşesinde, çitlembik ve kavak ağaçlarının gölgesine sığdırdıkları iki gözlü gecekondu evinin önünde görüyorum. Ev, yolun altında kalıyor. Otobüs fabrika arsasının duvarını geçinceye kadar oraya bakıyorum. Giriş kapısının önüne bir eyvan yapmışlar, zeminde epeyce yüksek ve üzerinde sırtını duvara veren bir tahta sedir var. Evin hanımı bu küçük eyvanı akşamın önü sıra sulayıp süpürüyor, sedirin şiltesini düzeltiyor. Bazen karı koca oracıkta batan güne karşı çaylarını içiyorlar. Çocuklar evin önünde, mevsimine göre otların türlü çiçeklerle bezendiği fabrika arsasının uzak köşelerinde oynuyorlar. Bir bahar, adam, evinin önüne meyve fidanları dikti. Erik, vişne, şeftali falan. Fidanların altını kazıp maydanoz, tere, domates, salatalık ektiler. Artık gelip geçtikçe karı kocanın bu evlerine benzeyen ufacık bahçeyi işlediklerini, çapayı bırakıp hortumu aldıklarını görüyordum. Meyvelerin çiçeğe durduğu bir günde; komşu mu, akraba mı, kendilerine benzeyen birkaç kişinin ziyaretlerine geldiğini fark ettim. Erkekler sedirde, kadınlar yerdeki kilim ve minderlerde oturuyor, yine çay içip sohbet ediyorlardı... Civarda fabrikalar, atölyeler, depolar, iş yerleri, betonu boyanmamış bir yığın yorgun bina. Ötelerde yüksek apartmanlar, birbirine yapışmış gibi duran bloklar. Araçlar yoldan bir tespihin taneleri gibi akıp geçiyorlar.
Bu metinle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
Doğru Cevap: "C" Olaylar ilkbahar mevsiminde geçmektedir.